Göçmen bir anne: Ben kimim?


Okumayı ve okuduğu kitabın hakkında düşünmeyi, son dönemlerde düşüncelerini kâğıda dökmeyi deneyen bir anne. Üç buçuk yıl önce Bulgaristan’dan Edirne’ye evlilikle gelen bir kadın. Hayatı sıfırdan başlayan, tekrardan kim olduğu hakkında soruları olan, bu sorulara anne olduktan sonra kendi içinde cevaplamaya başlayan bir yüksek lisans öğrencisi.

Bulgaristan Göçmeni Bir Anne
Bulgaristan Göçmeni Bir Anne

Anne Bebek İkileminde Bir Göçmen Kızı

anne bebek ikileminde göçmen kızı olmak

Üç buçuk yıl önce Bulgaristan’dan Edirne’ye geldim. Bunun sebebi evlilikti. O zamanlar 28 yaşındaydım. Edirne’ye gelmeden önce bir okulda 3 yıl boyunca öğretmenlik yapmıştım. Ailemden, doğup büyüdüğüm yerlerden ayrılmak ne kadar zor ise öğrencilerimden ve öğretmen arkadaşlarımdan ayrılmak da bir o kadar zordu.

Ben Kimim?

Ben kimim?

Göçmen anne olmak kolay değil. Sizinle ilk geldiğim dönemde yaşadığım olayları paylaşmak istiyorum. Yabancı bir ülkeden geldiğiniz zaman evli bile olsanız kimlik alabilmek için üç yıl beklemeniz gereklidir. Bu süreçte yabancı uyruklu olduğum için iş bulamamıştım. Bir kadın olarak evde kalmak, çalışmamak beni çok üzüyordu. Öğrencilerimi çok özlüyordum. Her geçen gün içimdeki duyduğum özlem ve eksiklik büyüyordu. Kendimi sorgulamaya başlamıştım. Ben kimim? Zaman içerisinde sadece bir eş olmak benim soruma tatmin edici bir cevap olmamaya başlamıştı.

Ev Hanımı Nedir?

ev hanımı olmak

İlk başta sorumun cevabı buydu: yeni evli olmanın verdiği o duygularla iyi bir ev hanımı olma rolünü üstlenmiştim. Neydi iyi bir ev hanımı olmak? Her gün temizlik yapmak, çekmeceleri tekrardan düzenlemek, yemek yapmak ve eşini işten eve dönsün diye beklemek. Eşime hizmet etmek adeta benim görevim haline gelmişti. Eşimde bu durumdan gayet memnundu. Fakat zamanla bu durum bir hayli canımı sıkmaya başladı. Kendimi iyi bir ev hanımı olarak değil bir hizmetçi olarak hissetmeye başlamıştım. İşte tam o zaman eşimle konuşmaya karar verdim. Çalışmıyor olabilirdim ama bu hizmet için burada olduğum anlamına gelmiyor. Sen de bana ev işlerinde yardımcı olabilirsin, hafta sonu kahvaltıyı sen hazırlayabilirsin demiştim eşime. İnanın bana sanki eşim bu konuşmayı bekliyormuş. Büyük bir zevkle bana yardım etmeyi kabul etti. Hafta sonları kahvaltıyı büyük bir zevkle hazırlıyordu. Beraber yemek yapıyor beraber zaman geçirmenin mutluluğunu yaşıyorduk.

Azimli Bir Anne ve Ev Hanımı

Öğrenci ve anne
Öğrenci ve anne

Tabii sorular kafamda dönmeye devam ediyordu. Bu sorular yeni kararlar almama vesile oldu. Türkçe ana dilimdi. Fakat Bulgaristan’da Türkçe biraz farklıdır. Yani şivem vardı, konuşmaya başladığım anda herkes başka ülkeden olduğumu anlıyordu, bu da benim utanmama yol açıyordu. Güzel ve düzgün Türkçe konuşmak istiyordum. Diksiyon kursuna yazılmaya karar verdim. Benim için büyük bir adımdı. Tek başıma bir şeyler yapacaktım. Kursta ilk okuma yaptığım gün arkadaşlarımdan şu tepkiyi aldım; Ay ne kadar tatlı, aynı İvana Sert. Aslında bu yorumdan sonra utanma değil motive olma hissine kapıldım. Yakın çevremden de şu tepkiyi aldım; Spiker mi olacaksın? İsteğim spiker olmak değil, güzel Türkçe konuşarak kendimi güzel ifade etmekti. Evde her akşam kitap okuyarak kendimi kayda alıyordum. Sonra dinliyordum. Böylece telaffuz hatalarımı duyuyor, onların üzerinde çalışıyordum. Kursu bitirdiğimde ilk sertifikamı almıştım. Aslıdan benim için önemi çok büyüktü, benim ilk gururum, ilk başarımdı.

Peki, başka ne gibi sıkıntıları vardı bu kadının. Hiç arkadaşı yoktu. Ona da bir çözüm bulmuştum. Akşamları eşimle uzun yürüyüşlere çıkıyorduk. Ondan eşi olduğumu unutmasını, beni bir arkadaşıymış gibi dinlemesini istedim. O da, yaşadıklarımı dinleyerek bunun üzerinden yorumda bulunurdu. Kendisi bu rolü gayet güzel yerine getiriyordu.

Anne Bebek Ev

anne bebek
anne bebek

Uzun iş arayışlarım sonucu olumsuz oldu. Yabancı uyruklu olduğum ve evraklarım daha ayrıntılı bir prosedürden geçtiği için kimse beni işe almak istemedi. Bizde çocuk kararı aldık. 30 yaşıma bastığımda oğlum Arda dünyaya geldi. Doğum yaptıktan sonra oğlumun hayatımıza girmesiyle birlikte Ben kimim? sorusu başka bir boyut kazanmıştı. Artık ben bir anneydim. Aradığım soruya en anlamlı bulduğum cevap. Oğlum hayatımıza girdikten sonra hayatımda başka bir adım daha gerçekleştirdim. Oğlum üç aylık olduğu dönemde yüksek lisans öğrencisi olmak için üniversiteye başvurdum. Başvurum kabul oldu ve Ben kimim? sorusunun cevabı ben öğrenciyim olmuştu. Öğrenci olmam için sadece Türkçe yeterlilik sınavını geçmedim, aynı zamanda bir insanlık sınavından geçtim. O dönemde oğlumla Bulgaristan’daydık. Sınav için Edirne’ye geldim. Oğlum Bulgaristan’da kalmıştı. Sınav sonrası biz de eşimle geri dönecektik. Sınav güzel geçti. Sorun olan geri dönüş yoluydu. Sınır kapısında 12 saat bekledik. Bu süreçte emziren bir anne olarak zor zamanlar geçirdim. Priz bulduğum her mekânda kendimi süt sağma makinasıyla sağdım. Oğluma duyduğum özlem çok büyüktü. Buna değer mi? diye düşünüyordum. Tabii ki değerdi. Doğum sonrası hayatım böyle geçmeye başlamıştı.

Okul Ev Arasında Anne Olmak

anne ve öğrenci
anne ve öğrenci

Haftanın iki günü okula gidiyordum. Yeni doğan bebekler biraz fazla çaba gerektirir. Ben de o çabayı elimden geldiği kadar veriyordum. Evden koşarak çıkıyor, eve koşarak dönüyordum. Oğlumu çok özlüyordum. Yanımdan ayrılmaz olan çantam vardı. Süt sağma makinem ve buz. Tüm gün okulda kaldığım için kendimi sağmam gerekiyordu. Ders arasında arkadaşlarımla kantine gitmektense bayan mescidinde kendimi sağıyordum. Yeni arkadaşlar üniversite ortamı kendimi bir bütün olarak görmemi sağladı. Üniversitede bir hocamın ders esnasında bize üretmenin ne kadar önemli olduğundan bahsetmişti.

Yeni çağımızda çoğu insanın üretmediğini bu yüzden mutsuz olduklarını söylemişti. Aslında ne ürettiğimiz değildi önemli olan. Bu bir örgü olabilir, bir hikâye, bir masal veya teknolojik bir icat. Önemli olan ürettiğimiz şeyin bizi mutlu etmesi. Peki, ben ne üretebilirdim? Bir kitap okuyarak, onun hakkında düşünce ve fikirlerim oluştuğunda bir şeyler üretmiş olurum diye düşünüyordum. Okuduklarım veya düşüncelerim hakkında bir şeyler yazarsam da üretmiş olurdum. Oğluma üretmenin ne kadar önemli olduğunu öğreterek de üretici olabilirim. Bebeğim ve ben mutluyduk. Artık anne baba bebek bir aileydik ve mutluydum.

En sonunda Ben kimim? sorusuna beni tatmin eden bir cevap bulmuştum. İlk önce ben bir insanım, bir kadın, bir anne, bir eş ve ömür boyu öğrenmeye açık biri. Umarım herkes bu sorunun cevabını kendi içinde bulur.

Sosyolog Anne Nefi


Ev Sahibi

4 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir